1915 fail'e dönüşüm

Yirminci yüzyılın başında tüm şiddetiyle kendisini yeniden düzenlemeye niyetlenen dünya, milyonlarca insanı kurban ederek bu hedefine ulaştı. Farklılıkların ne pahasına olursa olsun eşitlendiği bir dönemdi başlayan. Kadim halk ve kültürlerin neredeyse sıfırlanmasının ardından, bugün avucumuza aldığımız toprağı sorgulamaksızın, üzümünü yiyip bağını sormayan, duyarsız bir topluma dönüşmemiz, bizi yıllarca şekillendiren eğitimle özünde bilgisizliğe sürükleyen totaliter rejimlerle ve anayasayla korunan özgürlüğe aykırı yasalarla mücadele etme durumuna getirilmiştir. Ancak genç kuşağın sorularına çözüm getiremeyenlerin yanı sıra sosyal medya sayesinde Türk devletinin yakalandığı paranoyayla belirginleşen yeni bir çağ başladı. Aynı zamanda olması gerektiği gibi, genç kuşak eski kuşağı sorgulamakta; çünkü toplumsal ilerlemenin ön koşulu, geçmişi sorgulamak ve gerçek anlamda bayrak yarışına girmektir. Ancak, bayrak sahibi olabilmek için kan döküldüğünü ve her zaman bunun için de döküleceğini unutmamak gerek. Öyle bir döneme geldik ki, kendimizi sorgulamayarak hiçbir yere varamayacağımızı görüyoruz, çünkü bizim şu anki refahımız, doğanın ve güçsüzü sömürülmesi üzerine kurulmuştur. Azınlık haline getirdiğimiz halklara saygı ve duyarlılıkla yaklaşabileceğimizi umut ederken, Türkiyede jenositin durması için elimizden geleni yapmanın şart olduğuna inanıyorum. Aksi halde insan olma hırkasını çıkarmak zorunda kalacağız ve eminim ki, ardından sıra teker teker bizlere gelecek.