Gratisversand in ganz Deutschland!
Bookbot

Gülseren Budayıcıoğlu

    Dr. Gülseren Budayıcıoğlu, Gründerin des ersten psychiatrischen Zentrums der Türkei, überträgt ihre umfassende klinische Erfahrung in fesselnde literarische Werke. Sie versteht es meisterhaft, komplexe psychologische Konzepte in packende Erzählungen zu übersetzen, wodurch die Vielschichtigkeit der psychischen Gesundheit einem breiten Publikum zugänglich gemacht wird. Budayıcıoğlus Schreiben dringt tief in die menschliche Psyche ein und erforscht die Komplexität von Beziehungen und Emotionen mit Einsicht und Empathie. Ihr einzigartiger Ansatz schlägt eine Brücke zwischen psychiatrischer Wissenschaft und Geschichtenerzählen und bietet den Lesern tiefgründige Reflexionen über das menschliche Dasein.

    Hayatin Sesi
    Görünmeyen Kadinlar
    Camdaki Kiz
    Hayata Dön
    Madalyonun Ici
    Günahin Üc Rengi
    • Günahin Üc Rengi

      • 286 Seiten
      • 11 Lesestunden
      3,0(1)Abgeben

      Genç ve yakışıklı bir gencin mazoşizmin acısıyla renklenmiş dünyası... Bu acıdan alınan haz, ölüme yaklaştıkça hissedilen doyum...Yaşlı, göbekli bir holding patronunun cinsel tercihi nedeniyle varoşların kasketli orta yaşlı erkeklerinde aradığı yakınlık...Üç kuşak boyunca sürüp gelen fahişeliğin kadının ruhunu paramparça edişi...Dr. Gülseren Budayıcıoğlu bu kitapta insan denen muhteşem ve bir o kadar da karmaşık varlığa ait sahici yaşam hikâyeleri sunuyor.Bazen dehşete kapılacak, çoğu zaman da hüzünleneceksiniz...

      Günahin Üc Rengi
    • Madalyonun Ici

      • 368 Seiten
      • 13 Lesestunden
      4,1(1771)Abgeben

      Yıllardır "panik atak" yaşayan bir işadamı... Kendini peygamber ilan eden bir doktor... Çok temiz olmak uğruna evlerini "çöp apartman" haline getiren güzeller güzeli üç kız kardeş... Kendini bildiği günden beri, babası başta olmak üzere, çevresindeki bütün erkeklerden dayak yiyen genç bir kadın... Ağır ceza reisi bir babanın "fahişelik" mesleğini seçen kızı... Radyo ve televizyonlardaki bütün şarkıların kendisi için çalındığını zanneden genç bir devlet memuresi... Dünyaya kız olarak gelen ancak kendini erkek hisseden bir transseksüel...

      Madalyonun Ici
    • Hayata Dön

      • 399 Seiten
      • 14 Lesestunden
      4,1(1374)Abgeben

      Psikiyatrist Budayıcıoğlu'ndan roman tadında bir anlatı...Hiç de güzel denemeyecek suskun mu suskun bir kız... O sustukça, terapistin tarihin mahrem yerlerinden bulup çıkardığı unutulmuş hikâyeler dökülüyor ortaya.Genç firavun Tutankamon'un esrarı, Hitler ve Freud'un kişiliklerinde gücün analizi... 18. yüzyılda adına "Fısıltı Sanatı" dedikleri, evli kadınların yaşadığı aşk ilişkileri... Çariçe Katerina'nın çamaşırcılık ve hayat kadınlığından başlayan tılsımlı yazgısı... Eva Peron'un ve Prenses Süreyya'nın hüzünlü hayat hikâyeleri ve daha niceleri...Derken suskunluk bozuluyor. Çirkin kızın hikâyesi başlıyor. Öyle bir hikâye ki acısıyla, dehşetiyle, hüznüyle her şeyi gölgede bırakıyor. Çirkin genç kızın açıldıkça güzel bir prensese dönüşmesi... Psikanalizin sihirli değneğinin dokunduğu yerde ortaya çıkan bir başarı öyküsü

      Hayata Dön
    • “Küçükken çekilen acıların ateşi kolay sönmüyor, kolay unutulmuyor ve izlerini hayatımız boyunca üstümüzde taşıyoruz.” Aşk yakıyor Ayrılık kavuruyor Aldatılmaksa hep çok acıtıyor… Bize çocukluk acılarını tekrar yaşatacak kişileri gözünden tanır, başkasına değil, ona âşık oluruz. Hayat onu kendi ellerimizle buldurur bize. Kaderimiz aslında doğduğumuz evlerde yazılır. Yine o evlerde yaralanır, o yaralarla büyür, sonunda o yaraların bizi götürdüğü yere gideriz. Ancak mutluluk her zaman o yolda değildir… “Bu kitapta her zamanki gibi gerçek bir yaşam hikâyesi anlatacağım sizlere. Hep lüks içinde yaşamış ama kaderi daha baştan kötü yazılmış Camdaki Kız ile bir varoş çocuğunun aşk hikâyesi bu.” - Dr. Gülseren Budayıcıoğlu-

      Camdaki Kiz
    • Kral Kaybederse

      • 384 Seiten
      • 14 Lesestunden

      Avına av olan bir avcının hikâyesi…İnsanoğlu ilk çocukluk yıllarında yaşadıklarından çok etkilenir. Henüz tam ortaya çıkmamış bir heykel gibidir o; hayat da onu ince ince şekillendirmeye çalışan usta bir heykeltıraş… Alır eline keskiyi, usul usul oyar. Ama bazen keskiyi öyle bir savurur ki, bir parça kopuverir ve o parçayı bir daha kimse yerine koyamaz.Kendini hep dorukta görüyor ve asla aşağı düşmeyeceğini sanıyordu. Ama bir gün hayat elindeki keskiyi ona da savuruverdi ve onun da koptu yüreği…Oysa pek çok kadının gönlüne taht kurmuş bir kraldı o…Uzun süre ne kendi inandı tahttan indiğine, ne de kadınlar. Ama bir şeylerin değiştiğini yine de ilk hisseden kadınlar oldu; ona yıllarca köle gibi itaat eden kadınlar…Psikiyatrist Dr. Gülseren Budayıcıoğlu Kral Kaybederse romanında, doruklardan aşağı inmeyeceğini sanan bir avcının avına av olup yuvarlanışını, kendini sevilmeyeceğine inandırmış mutsuz bir kadının da trajik hayatı içinde avken nasıl avcı olduğunu anlatıyor.

      Kral Kaybederse