Drawing upon the teachings of Habermas and the Frankfurt School, as well as original historical sources, Birdal uses the doctrine of legitimation as the theoretical basis for political authority in The Holy Roman Empire and the Ottomans, creating a revisionist work that is an invaluable read. číst celé
Mehmet Sinan Birdal Bücher
Diese Autorin beschäftigt sich hauptsächlich mit der Theorie der internationalen Beziehungen, der politischen Theorie und der historischen Soziologie. Ihr Studium absolvierte sie an der Ankara Üniversitesi und promovierte an der University of Southern California, wo sie derzeit als Dozentin tätig ist. Ihre Arbeit befasst sich mit den komplexen Theorien und historischen Zusammenhängen, die unsere Welt prägen.


Kutsal Roma Imparatorlugu ve Osmanli
- 280 Seiten
- 10 Lesestunden
Osmanlı ve Kutsal Roma imparatorluklarını kurumlar, idari sistem, siyasi meşruiyet, dış siyaset ve hukuki teşkilatlanma gibi başlıklar altında mukayeseli olarak inceleyen Mehmet Sinan Birdal tarih sosyolojisinin ampirik çerçevesini genişlettiği gibi iki imparatorlukta yaşanan değişimler hakkında güçlü bir kavramsal-teorik açıklama sunuyor. Titiz araştırmacılığını özcü yaklaşımlara mahsus kavram ve kategorilerden kaçınan bir nesnel bakışla takviye eden Birdal’ın bu çalışması Türkçede Kutsal Roma İmparatorluğu’yla ilgili yapılmış ilk karşılaştırmalı analizlerden biri olma özelliğini taşıyor. “Emperyal bir devletin devletler sistemindeki performansı ele alındığında hangi değerler veya dünya görüşleri öne çıkar? Orta ve Doğu Avrupa’da 16. yüzyıldan 18. yüzyıla hüküm süren Habsburg ve Osmanlı hanedanları karşılaştırmalı bir vaka incelemesi için elverişli örneklerdir zira her ikisi de tarihte despotik yönetimin paradigmatik örnekleriydi. Bu iki devlette baş gösteren meşruiyet sorunu değişim süreçlerini açıklamaya dönük varsayımları doğrular nitelikte kanıtlar sunar. (...) Esasen bir tarih sosyolojisi projesi olan bu araştırmada başarılı bir dış siyasete (hem savaşa hem de diplomasiye dayanan) sahip olmanın önkoşullarının Ortaçağ imparatorluklarında ve 17. yüzyılın teritoryal devletlerinde farklılaştığı ortaya konulmaktadır.”