Necip Fazıl’ın eser külliyatı içinde dağınık bir tarzda ve birçoğu henüz kitaplaşmamış “İstanbul”a dair yazıları, Mehmed Kısakürek tarafından derlenerek “İstanbula Hasret” başlığı altında kitaplaştırılmıştır. Bu kitap, Necip Fazıl’ın tarihî, fikrî, mimarî, idarî, etik ve estetik boyutlarıyla İstanbul’a bakışı olduğu kadar, büyük bir asâlet familyasına sahip ve Saray etrafında teşekkül eden İstanbul aristokrasisine mensup bir aile ferdinin, yani Necip Fazıl’ın İstanbul sevdasına dair...
Necip Fazil Kisakürek Bücher
Dieser Autor ist bekannt für seine tiefe spirituelle Einsicht und philosophische Introspektion, die sein umfangreiches Werk durchdringt. Sein Schreiben erforscht häufig die komplexe Beziehung zwischen Glauben, Vernunft und Existenz, gekennzeichnet durch eine eindringliche Analyse der menschlichen Seele. Sein literarischer Stil ist bereichert durch poetische Schönheit und metaphysische Tiefe, was ihn zu einer einzigartigen Stimme in der Literatur macht. Sein Werk findet Anklang bei Lesern, die nach einem tieferen Sinn des Lebens und authentischer spiritueller Entdeckung suchen.






Ideolocya Örgüsü
- 576 Seiten
- 21 Lesestunden
«Bu eser, benim bütün varlığım, vücut hikmetim, her şeyim... Ben, arının peteğini hendeseleştirmeye memur bulunması gibi, bu eseri örgüleştirmek için yaratıldım. Şiirlerim de, piyeslerim de, hikâyelerim de, ilim ve fikir yazılarım da sadece bu eserin belirttiği bina etrafında bir takım «müştemilât»dan başka bir şey değil... Güzelim Türkçenin «katık» tâbiri ne kadar yerinde. Gerçek gıda «nân-ı aziz» dediğimiz ekmektedir ve gerisi, ona katılmaktan kinaye «katık»tan ibaret... İçinde yüzde elliden fazla (hidro-karbone) cevher bulunduran ekmek, pastaların üstündeki her türlü krema ve (fantezi) oyunlarına sırt çevirmiş, kuru ve yavan, fakat besleyici ve kurtarıcı fikre ne güzel remz!.. İşte, ezel kadar eski ve ebed kadar yeni, topyekûn insanlık çapındaki dâvanın bu eserini tamamlarken, onu, gıdasını Büyük Doğu ekmeğine borçlu bildiğim Anadolu gençliğine ithaf ederim.» N.F.K. / 1968
Cöle Inen Nur
- 608 Seiten
- 22 Lesestunden
Hz. Muhammed'in yaşamını ve islamın doğuşunu konu alan bir kitap
Dil ve Edebiyat
- 283 Seiten
- 10 Lesestunden
Vatan Dostu Sultan Vahidüddin
- 256 Seiten
- 9 Lesestunden
Büyük Dogu Cemiyeti
- 232 Seiten
- 9 Lesestunden
28 Haziran 1949 tarihinde seçimlere iştiraki mümkün bir “Parti” hüviyetinde kurulan ve 26 Mayıs 1951’de kendini tasfiye zorunda kalan Büyük Doğu Cemiyeti’nin kuruluşundan feshine kadar bütün macerasını, Büyük Doğu Dergisi’nin 1949-1951 devresinde “Cemiyet” başlığı altındaki yazılardan takip etmek mümkündür.
Ulu Hakan
- 675 Seiten
- 24 Lesestunden
Bir biyografi yazarı olarak da dikkati çekmesi gereken Necip Fazıl’ın, güttüğü toplum dâvasında Türk tarihi ve sahte inkılâplar bilmecesinin «anahtar şahsiyeti» gördüğü Abdülhamid Han’ın hayatı, bu eserde bir tez, bir manifest, bir dava çerçevesi halinde ortaya çıkartılmaktadır. Keşif mutlak ve orijinal olarak Necip Fazıl’ındır ve bir aralık sahibini hapse kadar sürüklemiştir. «Marifet, büyük kısmı kursaktan doğma uydurmalarla Abdülhamid’i konuşturmakta değil, Abdülhamid hakkında konuşabilmek ve bir sentez örebilmektedir» Diyen Necip Fazıl’a göre: «36 Türk hükümdarı arasında belki en büyüğü ve tarihî hakkı muazzam bir zat mevzuunda yahudi, dönme, mason, kozmopolit ve emperyalizma ajanlariyle el ele, İttihat ve Terakki eşkiyasının imal ettiği ve Cumhuriyet rejimi boyunca devamına şahit olduğumuz yalancı tarihe paydos!.. Dünyada her şeyin sahtesi görülmüş, fakat ilim ve tarihin devamlı yalancısına rastlanmamıştır!»
Bütün Eserleri - 18: Reis Bey
- 152 Seiten
- 6 Lesestunden
1948’den 1960 yılına kadar geçen sürede tiyatro eseri kaleme almayan Necip Fazıl, 1960 ihtilaliyle girdiği hapiste, üç piyes yazmıştır: Ahşap Konak, Kumandan ve Reis Bey. Piyesin ana karakteri Reis Bey, bir ağır ceza reisidir. Ömrü otel odalarında geçmiş, yapyalnız ve tuhaf bir adam. Taş kalpli bir kanun tatbikçisi… Onun nazarında merhamet, idamlık bir suçtur ve «cemiyette bir ferdi korumak için bin kişiye idam gömleği giydirmekten kaçınmamalıdır.» Günün birinde, annesini öldürdüğü iddiasıyla huzuruna çıkarılan bir gencin idamına karar verir. Artık olaylar çok farklı gelişecek ve Reis Bey'in buz gibi iç dünyası müthiş bir sarsıntiyle yerle bir olacaktır.
